Eylül 03, 2020

Feribotun Karanlık Balkonunda

Tut elimi kaçalım seninle
Bozcaada'ya birlikte
Arabaya binip sürelim
Gözlerimiz kapanana dek
Ayışığı, ve yakamoz
Birbirimizi kovalayalım
Sarılayım beline sessiz
Feribotun karanlık balkonunda
Koklayayım saçlarını
Hayat bulmuş bir ölü gibi
Gülümseyelim birbirimize
Ufak bir lambanın altında
Seviştikten sonra
Kelimeler kafi olmasın
Sanki anlaşmış gibi
Gizlice gözbebeklerimiz
Ufak bir lambanın altında
Koşalım denize yakamozda
Denizin buz gibi sularına
Üşüdükten sonra yeterince
Varalım bir kez daha farkına
Sebepsizce ve yersizce, aniden
Aşık olduğumuzu birbirimize
Az önce parmak uçlarımızla
Okşayarak sevdiğimiz
Vücutlarımız gibi, sırılsıklam
Birer kahkaha atalım gitsin
Dalgalı suların sonuna kadar
Sarılayım yine beline
Gözlerimden aksın her ne
Varsa eğer ruhumda kalan
Gerek olmasın seni seviyorum
Demeğe çünkü ağzım kulaklarımda
Ve keşke öpsem dudaklarından o an
Huzurla yatağında ölen
Yaşlı bir amcanın nihayet
Azrail'i selamladığı gibi
Ellerimiz değse vücutlarımıza
Ve erise o duyguların hepsi
Denizin buz gibi sularında
Yakamozla yarışsak biz
Artık gemiciler ve denizciler
Bize bakarak yön bulsa
Değse birbirine bedenlerimiz
Sonsuza dek ayrılmasa
Ve hiç bitmese bu şiir
Bitmeyen tatlı bir rüya gibi
Dünya'nın en tatlı uykusu
Olsun bu sarhoşluk
Değse birbirine bedenlerimiz
Ve ne olur hiç ayrılmasak
Ama tüm bunların evvelinde
Ne olur yalvarırım sana
Ne olur artık kavuşsak


03.09.2020
Bomonti, İstanbul