Aralık 25, 2016

Geceleyin

Tam ortasındayız,
Gecenin;
Nizami bilinmezliğin
Amansız bir hastalığın
Pençesinde gibi
Bekleriz her gün
Yitip gitmesini;
Her ne kadar olsak da
Geri döneceğinden emin
Biraz korkarak,
Biraz da heyecanlı
Yeni umutlar ekeriz
Geceleyin.
Güneşi görür görmez
Olmayan hasadı biçeriz
Gün batana değin
Bizim kabahatimiz
Değilmiş gibi
Söz veririz, utanmadan
Kendimize, sevdiklerimize
Geceleyin
Güneşi görür görmez
Umutlarımızı ezer geçeriz
Kor bir ateşmişçesine
Gün ışığı, kızgın
İncitiriz birbirimizi
Gün batana değin
Yapayalnız düşene dek
Ansızın bir,
Geceleyin

25.12.2016
İstanbul

Ağustos 13, 2016

Çarparak Düşlerime

Saçlarım savrulurdu
Aklar her gün artarken
Berlin'in serin rüzgarında
Tempelhof'un çayırında
İzlerken mutlu insanları
Savrulurdu saçlarım
Çarparak düşlerime
Kalbimin içindekilere
Çingeneler bile
Koşuşurdu ve mutluydu
Ben izlerdim sadece
O mutlu insanları ve
Yavaşça sarhoş olurken
Dilerdim tek üzüntümün
Artık şiir yazamamak olmasını
Yavaşça sarhoş olurken

13.08.2016
Tempelhof, Berlin

Temmuz 21, 2016

Sokak Kedisi

Nedir azami gereken
Sevdiğine yabancı olmak için
Zaman mıdır yoksa bir başkası mı
Zamansa velev ki;
Ne kadardır?
Yıllar mıdır ya da aylar mı
Bir ömür mü ister yoksa,
Unutmak sevdiğin kadını
Ya birkaç gün bile geçse
Ürkeksen bir martı gibi
Ya da annesini kaybetmiş
Gri ve beyaz sokak kedisi gibi
Titrer mi kemiklerin soğuktan
Adımlarken yavaşça o sokakları
Kaldırabilir misin başını cesurca
Gökyüzüne bakabilir misin
Umutlanabilir misin
Sokağın sonuna kadar

21.07.2016
Tiergarten, Berlin

Haziran 03, 2016

İlkbahar

Ya olmasaydı bahar
Uçuşmasaydı karlar gibi
Ak ve masum polenler
Esmeseydi o rüzgar
Sevgilinin dokunuşu gibi
Ya gelmeseydi hiç bahar
Nerden bilecektik yaşamanın
Tatlı ve umutla dolu olacağını
Ya da nereden bulacaktık
Yılın geri kalanına yetecek
Umutları ve anıları
Ya cıvıldamasaydı kuşlar
Kimlerin mutluluğunu
Taklide uğraşacaktık
Ya hiç gelmeseydi bahar
Ne zaman mutluluktan
Gülerek ağlayacaktık
Ya hiç olmasaydı bahar
Ne zaman aşık olacaktık?

03.06.2016
Tiergarten, Berlin

Mayıs 05, 2016

Ne Yapsalar

Ne yapsalar beni bu gece
Dalgaların arasından
Kıyıya mı vursalar
Aşağı mı itseler ya da,
Derin bir çukurdan
Ne yapsalar da
Getirseler kendime
Yarım kalan bu poeziyi
Bitirmek için
Kapatsalar mı beni
Küçük bir odada
Sadece kendimle

05.05.2016
Tiergarten, Berlin

Nisan 05, 2016

İsimsiz

Ne idi beni sana bağlayan?
Bordoya yaklaşan koyu kırmızı
İnce dudakların mıydı
Omzuna dokunan sessizce
Kestane saçların belki
Sana baktığımda bir çiçek gibi
Açan gülümsemen mi
Yoksa hepsinin ötesinde
Hudutsuz hayallerim miydi
Tam ortasında olduğun

05.04.2016
Tiergarten, Berlin

Ocak 30, 2016

İki Kırmızı Işık

İki kırmızı ışık
Yanıp sönen
Ve bir otel odası
Küçük haylice,
Alışığım ama
Yüksek tavanlı
Birkaç asırlık
Bir öyküsü var
Kırık dökük halinden
Açıkça belli

Ve o iki kırmızı ışık
Gece boyu yanıp sönmekte
Belki de bir uyarı alametinde
Yaşanacakların
Maruz kalınacakların
Zira benim kalbim
Ve keza bedenim
Alışıktır otel odalarına
Çok kez ezilip,
Çok kez kırılmıştır

Ve o iki kırmızı ışık
Duyduklarımdan mıdır neden
Yutkunmakta zorlanırken
Israrla yanıp sönmekte
Belki de bir uyarı alametinde
Yaşanacakların
Maruz kalınacakların

30.01.2016
Brugge

Ocak 18, 2016

Alameti ve Muhteviyatı

Nedir fani olmanın
Alameti ve muhteviyatı?
Her gün biraz daha dökülen
Günün birinde elbet ağaracak
İnce kumral saçlarım mı?
Yoksa bir kadın için
Beni uyutmayan kalbimin
Gece gündüz atışı mı?
Soğuk ve karlı bir günde
Üşüyen kulaklarım,
Kuruyan ellerim ve
Seni arayan dudaklarım mı?
Yoksa daha gün doğmadan
Kaçan uykularım mı?
Yokluğunda hissettiğim
Boşluk ve tükenmişlik
Ayaklarımı sürüyerek
Zorla yürüdüğüm sokaklar
Boşluğa bak(may)an gözlerim
Sana her gün bir kez daha
Aşık olmam mıdır?
Tir tir titremem midir
Sensiz uyurken; soğuktan
Ölümlü olduğumun benim de
Alameti ve muhteviyatı

18.01.2016
Tiergarten, Berlin